Kim Jong-un'un liderlik tarzı ve davranışları, Hubris sendromu ile ilişkilendirilebilir. Hubris sendromu, liderlerin gücün tadını çıkarmasıyla ortaya çıkan aşırı kibir ve kendine güven duygularını tanımlar. Bu durum, liderlerin başkalarını küçümsemesi ve kendi kararlarına aşırı güven duymasıyla karakterizedir. Prof. Dr. Coşkun Can Aktan'ın makalesini bu duruma uygun irdeledik.

Kuzey Kore

Güç Sarhoşluğu Toplumları Zehirler mi?

Güç, insanı nasıl çarpıtır? Sınırsız yetkiye sahip liderler nasıl bir psikolojik dönüşüm geçirir? Demokrasi içinde yükselen otoriter eğilimlerin ardında hangi biyolojik ve psikolojik süreçler yatıyor? Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Coşkun Can Aktan, Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan “Güç Zehirlenmesi” başlıklı akademik çalışmasında, mutlak güce erişen siyasi liderlerin nasıl bir psikopatolojik sürece girdiğini ve topluma verdiği zararları gözler önüne seriyor.

Ege Denizi’nde Sismik Hareketlilik Sürüyor: 5 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi Ege Denizi’nde Sismik Hareketlilik Sürüyor: 5 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi

Güç ve Psikopatoloji

Aktan, siyasi liderlerin, özellikle mutlak ve kontrolsüz bir güce eriştiklerinde “zafer sarhoşluğu” olarak bilinen biyolojik bir sürece girdiklerini belirtiyor. Çalışmaya göre, iktidar süresi uzadıkça, dopamin seviyelerinde meydana gelen değişiklikler, liderleri adeta birer güç bağımlısına çeviriyor.

Güç, beyin kimyasını değiştiriyor. Liderin gerçeklikle bağını kopartıyor ve onu zafer sarhoşluğuna sürüklüyor.” diyen Aktan, uzun süreli iktidarda kalan liderlerin hubris sendromu geliştirdiğini ve bu sendromun onları despotizme sürüklediğini vurguluyor.

Demokrasi Nasıl Zehirleniyor?

Çalışma, güç zehirlenmesine uğramış liderlerin iktidarlarını kalıcı hale getirmek için siyasi manipülasyon, otoriterleşme ve hukuksuz yöntemleri devreye soktuğunu ortaya koyuyor. “Bu liderler, muhaliflerini pasifize etmek, toplumu baskı altında tutmak ve iktidarlarını sürdürmek için her yolu mubah görmeye başlar” diyen Aktan, siyasi düzenbazlık ve herestetik sanatının bu süreçte devreye girdiğini belirtiyor.

Güçlü Lider mi? Tehlikeli Zorba mı?

Prof. Dr. Aktan’ın araştırmasına göre, güç sarhoşluğu yaşayan liderlerin zalimliğe evrilmesi kaçınılmaz bir süreç. Çalışmada, halkın bu liderlere olan aşırı sevgisi ve ilahlaştırması, güç zehirlenmesini tetikleyen en önemli faktörlerden biri olarak gösteriliyor. Lideri kutsallaştıran toplumların, ona her koşulda itaat ederek otokratik bir rejimi beslediği belirtiliyor.

İktidarı Sınırlandırmazsan, O Seni Sınırlar!

Peki, güç zehirlenmesine karşı nasıl bir önlem alınabilir? Aktan’a göre çözüm, demokrasinin ve hukuk devletinin temel taşlarını güçlendirmekten geçiyor. “Güç, ancak hukukun üstünlüğü, bağımsız medya, sivil toplum ve kuvvetler ayrılığı ile sınırlandırılabilir. Aksi halde, halk bir tiranın pençesine düşer.” ifadelerini kullanan Aktan, dünya tarihinin bu tür liderler yüzünden defalarca felakete sürüklendiğini hatırlatıyor.

Güç, Sınırlandırılmadığında Bir Zehire Dönüşür

Bu çalışma, siyaset ve psikolojinin kesiştiği noktada derinlemesine bir analiz sunuyor. Güç zehirlenmesi sadece bireysel bir psikolojik bozukluk değil, aynı zamanda toplumu saran bir hastalık. Aktan’ın çalışması, liderlerin neden ve nasıl zehirli hale geldiğini, toplumların nasıl bu liderleri yücelterek kendi felaketlerini hazırladığını açıkça ortaya koyuyor. Sonuç mu? Gücün sınırlandırılmadığı yerde, demokrasi kaçınılmaz olarak ölür!

Kuzey Kore Halkı, Ülkemizde ve dünyada yaşanan demokrasiye özlem duymaya devam ediyor. 

Kaynak: Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi