Kahramanmaraş’ın merkez mahallelerinde yer alan ve şehrin tarihî dokusunu yansıtan asırlık konaklar, depremin ardından sessizliğe büründü. Fevzipaşa, Gazipaşa, Şehit Evliya ve Ekmekçi gibi mahallelerde yoğun şekilde bulunan bu yapılar, hem kültürel miras hem de potansiyel turizm değeri taşıyor. Ancak pek çoğu, yıllardır süregelen ilgisizlik ve son olarak yaşanan deprem nedeniyle ciddi hasar gördü. Bölge halkı, bu yapılar için bir an önce adım atılmasını istiyor.
Tarihi doku tehlikede
Deprem sonrası yapılan incelemelerde bazı konakların yıkıldığı, bazıların ise ağır hasar aldığı tespit edildi. Ayakta kalanların ise zamanla harabeye dönüşme riski taşıdığı belirtiliyor. Uzmanlar, doğru bir restorasyon planlamasıyla bu yapıların yeniden ayağa kaldırılarak turizme kazandırılabileceğine dikkat çekiyor. Ancak şu ana kadar somut bir adım atılmış değil.
Kent tarihine ışık tutan bu konaklar, taş işçiliği, ahşap mimarisi ve iç düzenlemeleriyle geçmiş yüzyılların yaşam tarzını bugüne taşıyor. Bölge sakinleri, bu evlerin sadece estetik değil, aynı zamanda kültürel ve eğitsel değer taşıdığına inanıyor.
“Eskiden zenginlerin eviydi, şimdi boş ve terk edilmiş”
Mahallede yaşayan Selami Aytemiz, tarihi yapıların çocukluğundaki önemine değinerek şöyle konuştu:
“Ben çocukken buralarda zenginlerin yaşadığı konaklar vardı. Şimdi hepsi terk edilmiş halde duruyor. Büyüklerimizin bu yapılara sahip çıkması lazım. Her geçen gün daha da çöküyor.”
Arzu Erşan ise, gençlerin bu tarihi mirası tanımasının önemine dikkat çekerek, “Bu evler geçmişi anlatıyor. Gençlerin o dönem insanların nasıl yaşadığını bilmesi lazım. Restorasyon şart, hem turizm hem eğitim için değerlendirilmeliler” dedi.
“Kitap evleri, kültür merkezleri olabilir”
Bölge sakinlerinden Fatma Erşan da, “Bu konaklar sadece onarılsın diye değil, amacına uygun kullanılsın. İçine kitap evleri, kültür merkezleri yapılabilir. Böylece hem korunmuş olur hem de insanlara hizmet eder” diyerek öneride bulundu.
Turizm potansiyeli unutulmamalı
Uzmanlara göre, Kahramanmaraş’taki bu tarihi yapıların restore edilmesi yalnızca bir estetik kaygı değil, aynı zamanda bir ekonomik fırsat. Yerel yönetimlerin, vakıfların ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ortak projelerle bu alanları turizme açması, hem istihdam yaratabilir hem de şehrin tanıtımına katkı sağlayabilir.
Ancak bunun için zamanla yarışmak gerekiyor. Çünkü bakımsızlık ve doğal yıpranma, ayakta kalan yapıların da geleceğini tehdit ediyor.