Mehmet Ali Erbil, dün akşam saatlerinde evinde fenalaştı. Erbil'in daha önce de mücadelesini verdiği kaçış sendromu hastalığının yeniden nüksettiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, yaşadığı ani rahatsızlığın ardından Erbil'in evine acilen doktor çağrıldı. Yapılan ilk müdahalenin ardından ünlü şovmenin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

KAÇIŞ SENDROMU NEDİR?

Kaçış sendromu, tıp literatüründe Clarkson Hastalığı olarak geçmektedir. Nadir görünen bu hastalık ciddi sorunlara yol açabilmektedir. 1960 yılında bulunan rahatsızlık damar içi sıvının hızla kaybedilmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise ani ataklara yol açarken hastanın şoka girmesine neden olabilmektedir.

Ataklar sırasında kandaki albümin düzeyi düşer, kan yoğunlaşır ve dolaşım ciddi şekilde bozulur. Bazı vakalarda monoklonal gamopati adlı özel bir laboratuvar bulgusu da tespit edilebilir.

KAÇIŞ SENDROMU TEHLİKELİ MİDİR?

Kaçış sendromunun nedeni henüz kesin olarak bilinmiyor. Ancak, kılcal damarlardaki sıvı kaybı nedeniyle karaciğer, akciğer ve kalp gibi hayati organlar zarar görebiliyor. Vücutta sıvı birikmesi, tansiyon düşüklüğüne yol açar ve bu da şoka sebep oluyor.

Uzmanlar, bu durumun yaşamı tehdit edici bir tabloya dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Özellikle bağırsaklarda, akciğerlerde ve kaslarda ciddi sıvı birikimi gözlemlenebiliyor.

Survivor 2026 Başlangıç Tarihi Netleşti! Acun Ilıcalı O Günü İşaret Etti! İşte Survivor 2026’nın Dev Kadrosu!
Survivor 2026 Başlangıç Tarihi Netleşti! Acun Ilıcalı O Günü İşaret Etti! İşte Survivor 2026’nın Dev Kadrosu!
İçeriği Görüntüle

KAÇIŞ SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kaçış sendromunun belirtileri genellikle sıradan sağlık sorunlarıyla karıştırılabiliyor. Bulantı, karın ağrısı, halsizlik, yorgunluk, kas ağrısı gibi yaygın şikayetler atakların habercisi olabiliyor.

Hastalığın en tehlikeli yanı ise ataklar dışında hastanın tamamen sağlıklı görünmesidir. Bu nedenle tanı koymak zorlaşabilir ve tedaviye geç başlanabilir.

KAÇIŞ SENDROMU TEDAVİSİ VAR MI?

Kaçış sendromunun şu an için kesin bir tedavisi bulunmuyor. Bu nedenle tedavi protokolünde sadece destekleyici önlemler yer alıyor. Bunlar arasında solunumun stabilize edilmesi, damar yoluyla sıvı desteği verilmesi ve gerekirse kan ürünleri kullanımı gösterilebilir.

Ancak bazı uzmanlar, damar içi sıvı verilmesinin ödemi artırabileceğini ve komplikasyon riskini yükseltebileceğini belirtiyor. Ödem kontrol altına alındığında, ödem söktürücü ilaçlar ve düzenli takiplerle hastalık yönetilmeye çalışılıyor.

Kaynak: Haber Merkezi