CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sultanbeyli’de düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sandıkta yarışma çağrısı yaparak Cumhurbaşkanlığı adaylığını fiilen duyurdu. Bu gelişme, CHP’deki adaylık tartışmalarına yeni bir boyut kazandırırken, Ekrem İmamoğlu’nun olası adaylık ihtimalini zorlaştırdı, Mansur Yavaş ise denklem dışında kaldı.
TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik, kaleme aldığı köşe yazısında, “CHP’de Özgür Özel dönemi başladı” ifadelerini kullanarak dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Özel’den Açık Adaylık Mesajı
Aylarca “iki forvetimiz var, ben teknik direktörüm” açıklamasıyla adaylık konusunda net bir mesaj vermeyen Özel, Sultanbeyli mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şöyle seslendi:
"Ben bundan sonra siyasi mücadeleyi seninle sandıkta yapmaya varım. Önümüzdeki baharda da, karda kışta da varım. Aday olursan seninle yarışmaya hazırım."
Özel’in bu açıklaması parti tabanında “adaylık ilanı” olarak yorumlandı. TGRT Haber Medya Kritik programında da Özel’in CHP’nin tek Cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıktığı vurgulandı. Ancak, parti tabanı ve kamuoyunda büyük bir heyecan dalgası yaratmadığı da dikkat çekti.
İmamoğlu ve Yavaş Denklem Dışında
Fatih Atik’e göre Ekrem İmamoğlu, CHP içinde resmi olarak Cumhurbaşkanı adayı ilan edilse de adaylığı artık mümkün görünmüyor. Özel’in, İmamoğlu’nun siyasi figürünü kullanarak tabanda destek topladığı ve tek başına politik bir kimlik inşa etmekte zorlandığı belirtiliyor.
Mansur Yavaş ise mevcut durumda CHP yönetimi tarafından Cumhurbaşkanlığı yarışında değerlendirilmediği için “denklem dışında” olarak tanımlanıyor. 2023 seçimlerinde adaylığa teklif edilmesine rağmen kabul etmeyen Yavaş’ın, önümüzdeki seçimlerde benzer bir risk alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor.
Kurultay ve Özel’in Stratejisi
29-30 Kasım’daki CHP Kurultayı’nda Özgür Özel’in kendi ekibini parti yönetimine taşıması bekleniyor. Bazı muhalif isimlerin yönetimden uzaklaştırılması veya Cumhurbaşkanlığı ofisine kaydırılması gündemde.
Fatih Atik, Özel’in bu süreçte hem İmamoğlu’nun etkisinden kurtulma hem de parti içinde barışı sağlayacak yeni kadrolar oluşturma fırsatına sahip olduğunu belirtiyor. Ancak parti tabanında bu konuda yeterli bir beklenti ve umut gözlemlenmediği ifade ediliyor.




