Toros Dağları’nın eteklerine gizlenmiş Şekerdere Köyü, Osmaniye’nin en yeşil ve huzurlu köşelerinden biri olarak öne çıkıyor. Zengin bitki örtüsü, tertemiz havası ve dingin atmosferiyle özellikle doğa yürüyüşü yapmak isteyenlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda. İlkbaharda açan rengârenk çiçekler, köyü adeta bir tabloya dönüştürüyor. Köyün içinden geçen dere ise hem köye adını veriyor hem de çevresine hoş bir serinlik katıyor. Sabah saatlerinde dere kenarında yapılan yürüyüşler, köy sakinleri için neredeyse bir ritüel haline gelmiş.
Tarihi ve Mimari Dokusuyla Dikkat Çekiyor
Şekerdere Köyü yalnızca doğasıyla değil, tarihî yapılarıyla da ilgi çekiyor. Köy sınırlarında yer alan taş kemerli demiryolu köprüsü, Osmanlı döneminden izler taşıyor. Zamanla köyün simgesi haline gelen bu köprü, fotoğraf tutkunlarının da vazgeçilmez adreslerinden biri. Köy camisinin geleneksel mimarisi ve çevresindeki taş evler, Şekerdere’nin geçmişle bağını koruyan değerli örnekler arasında. Bu yönüyle köy, hem doğa hem de kültür turizmi açısından zengin bir potansiyele sahip.
Sıcakkanlı İnsanlar ve Yaşayan Köy Kültürü
Şekerdere Köyü’nün belki de en özel yanı, insanlarının sıcaklığı. Ziyaretçileri güleryüzle karşılayan köylüler, ev yapımı katmer, yufka ekmeği ve bahçelerinden topladıkları taze ürünlerle misafirlerine ikramlarda bulunuyor. Yaz aylarında imece usulü yapılan tarla işleri ve hasat etkinlikleri, köy kültürünün hâlâ canlı tutulduğunu gösteriyor. Bu samimi atmosfer, Şekerdere’yi sadece gezilecek bir yer değil, kısa süreliğine de olsa yaşanacak bir yer haline getiriyor.
Kolay Ulaşım, Sessiz ve Huzurlu Bir Yaşam
O-52 otoyoluna yakın konumu sayesinde Şekerdere Köyü’ne ulaşım oldukça kolay. Osmaniye il merkezine yalnızca 14 kilometre uzaklıkta bulunan köy, şehirden kaçmak isteyenler için ideal bir hafta sonu rotası sunuyor. Gürültüden uzak, doğaya yakın bir yaşam arayanlar için Şekerdere, adeta nefes aldıran bir kaçış noktası.
