Osmaniye'nin yerel sakinlerinden olan Sinan A, tam bir 'çay aşığı' vatandaş, çaysız bir günü hayal bile edemediğini söyledi. Gerçekleştirdiğimiz röportajda, çay ile kurduğu derin bağı esprili bir dille anlatan vatandaş, günün her anını çay eşliğinde geçirdiğini belirtti.
Demlikler Yetmiyor: "Benim İçin Su Gibi"
Geleneksel Türk misafirperverliğinin vazgeçilmezi olan çayın kendisi için bambaşka bir anlam taşıdığını ifade eden tiryaki, tüketim miktarının şaşırtıcı boyutlarda olduğunu dile getirdi:
"Sabah gözümü açar açmaz ilk işim çaydanlığı ocağa koymak. Benim için kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği fark etmez. Çayı bardakla değil, resmen demlikle ölçüyorum. Günde kaç litre içiyorum tam hesaplamadım ama sanırım demlikler dolusu oluyor. Çay benim için su gibi bir şey. Susasam da çay içerim, keyfim yerinde olsa da, moralim bozuk olsa da."
Sürekli Tüketim, Daima Keyif
Çayın sadece lezzetini değil, aynı zamanda sağladığı sosyalleşme ve rahatlama hissini de çok sevdiğini belirten çay bağımlısı Sinan A., iş yerinde, evde veya dışarıda sürekli elinde bir bardak çay bulundurmaya özen gösterdiğini söyledi.
Çevresindeki insanların da bu alışkanlığına alıştığını anlatan Sinan A., "Arkadaşlarım artık beni çaysız görmeye şaşırıyor. Bir yere gittiğimde daha ben sormadan 'Senin çayın demleniyor' diyorlar. Bu bağımlılıktan rahatsız değilim. Aksine, çay benim hayat enerjim. İnsana huzur veriyor, zihni açıyor," şeklinde konuştu.
Osmaniye'nin bu renkli siması, çay sevgisinin sadece bir alışkanlık olmadığını, aynı zamanda kültürel bir tutku olduğunu kanıtlar nitelikte. O, Türk çay kültürünün Osmaniye'deki yaşayan en ateşli temsilcisi olarak gülümsüyor.
