Antalya'da düzenlenen 26. İş Zirvesi'nde konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, dikkat çekici ifadeler kullandı. Sanayicinin ürettiğini ancak kazancı başkalarının elde ettiği vurguladı.
Türkiye Düşük Katma Değerin Kısır Döngüsüne Girdi!
Sönmez, Türkiye'nin sanayi üretiminde düşük katma değer tuzağına düştüğünü belirtti. Ülke gelirinin dörtte biri sanayiden sağlansa da, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat payı yüzde 3-4'te kalıyor; Çin'de bu oran yüzde 30. TÜİK verilerine göre, 2025'in ilk 10 ayında sanayi ihracatı 256 milyar doları aştı, ancak ihracatın yüzde 40'ı ithal girdiye dayalı. Bu durum, global istatistiklerde üretim değerinin kısmen yabancı ülkelere mal edilmesine yol açıyor. Örneğin, Volvo gibi markaların Türkiye'de üretilen parçaları, montaj yapılan AB ülkelerine kaydediliyor.
Dünya Bankası'nın 2024 raporunda, Türkiye'nin imalat sanayiinde ithal ara mallara bağımlılığının yüzde 25'i bulduğu belirtiliyor. Bu, OEC verileriyle uyumlu: Türkiye, küresel tedarik zincirinde ara mal üreticisi olarak konumlanıyor, tasarım ve markalaşma aşamalarında geride kalıyor. Sönmez, 'Düşük katma değer, düşük gelir ve düşük verimlilik şeklinde bir kısır döngüye sıkışmış durumdayız' diyerek, fiyat rekabetine dayalı modelin sürdürülemezliğini vurguladı.
Verimlilik ve Rekabetçilikte Alarm Zilleri Çalıyor!
Büyük firmaların verimliliği AB ortalamasının yarısı, KOBİ'lerde beşte biri seviyesinde. IMD Dünya Rekabetçilik Sıralaması 2025'te Türkiye, 69 ülke arasında 13 basamak gerileyerek 66'ncı sıraya düştü. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, 'Uzun bir süredir kabul ettiğimiz iş modellerinin kökten değişmesine, kendimizi, şirketlerimizi, şehirlerimizi ve ülkemizi hazırlamalıyız' dedi. Zirvede tanıtılan TÜSİAD Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi, rakiplere karşı maliyet değişimlerini izleyerek veri boşluklarını gidermeyi hedefliyor.

Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, 'Rekabet gücünü arttırmak için el birliği ile çalışmalıyız. Daha sağlam ve daha rekabetçi bir ekonomi yaratmanın temeli doğru eğitimden geçiyor' diyerek, nitelikli iş gücü eksikliğine işaret etti. Gençler ve kadınların istihdamını artırmak, teknolojiye dayalı üretime geçişi zorunlu kılıyor.
Bölgesel Eşitsizliklerin Sürdürülemez Yükü
Sönmez, bölgesel uçurumları 'ne ekonomik ne de toplumsal olarak sürdürülebilir' olarak niteledi. İstanbul'un geliri Van-Bitlis-Muş'un dört katı; üretim ve finansal ağırlığı Ankara'nın iki katı. Bu farklar, sanayi büyümesini sınırlıyor.
BAKSİFED Başkanı Mustafa Cengiz, 'Beş yıl önceki iş modelleriyle devam eden, dijital dönüşümü bir maliyet unsuru olarak gören, inovasyondan korkan, risk almaktan kaçınan şirketler, yalnızca pazar kaybetmekle kalmayacak, büyük ihtimalle tamamen yok olacak' uyarısında bulundu. Türkiye'nin Avrupa'nın teknoloji üssü, Orta Doğu'nun finans merkezi olabileceği potansiyeli, şeffaflık ve öngörülebilirlik olmadan heba oluyor.
Çözüm Yol Haritası: İnovasyon ve Millileşme Hamlesi
Sönmez, Ar-Ge harcamalarını yüzde 1,5'ten 3,5'e çıkarmayı, ara mallarda yerlileştirmeyi ve paylaşımlı inovasyon merkezlerini önerdi. Silikon Vadisi'ndeki Türk diasporasıyla bağlar kurulmalı; yeşil ve dijital dönüşüm, bölgesel kalkınmayla birleştirilmeli. Orta Vadeli Program'ın (OVP) 2028'de 20 bin dolar kişi başı gelire ulaşma hedefi, yapısal reformlar olmadan yetersiz kalacak.





