Kumar ve yasa dışı bahis, Türkiye’de özellikle son yıllarda sessiz ama derin bir sorun alanı olarak öne çıkıyor. Dijital platformların yaygınlaşmasıyla birlikte bu risk, çocuklar ve gençler açısından daha da görünür hale gelmiş durumda. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Erdoğan, kumar bağımlılığının yalnızca maddi kayıplarla sınırlı olmadığını, bireyin ruh sağlığını, aile yapısını ve sosyal ilişkilerini de ciddi biçimde etkilediğini vurguluyor. Psikiyatri polikliniklerine başvuran hasta sayısındaki artışın, sorunun boyutunu net biçimde ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, “Kumar bağımlılığı her gelir düzeyindeki vatandaşımızı etkileyebilecek bir bağımlılık” diyerek toplumun tamamını ilgilendiren bir halk sağlığı sorununa dikkat çekiyor.
Kumar bağımlılığı büyüyen bir halk sağlığı sorunu
Doç. Dr. Ali Erdoğan’a göre kumar bağımlılığı, artık bireysel bir alışkanlık olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Son yıllarda psikiyatri polikliniklerine başvuran kumar bağımlısı bireylerin sayısında belirgin bir artış yaşanıyor. Bu artış, hem erişimin kolaylaşması hem de özellikle genç yaş gruplarında bahis kültürünün normalleşmesiyle ilişkilendiriliyor.
Erdoğan, kumarın kişide kontrol kaybına yol açtığını ve zamanla davranışsal bir bağımlılığa dönüştüğünü ifade ediyor. Maddi kayıpların, suçluluk duygusu ve çaresizlik hissiyle birleştiğinde depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunları tetiklediğini belirtiyor. Kumar bağımlılığı, bu yönüyle sadece bireyi değil, ailesini ve yakın çevresini de doğrudan etkileyen bir tablo ortaya koyuyor. Uzmanlara göre bu nedenle konu, bireysel irade meselesi olarak değil, bütüncül bir sağlık sorunu olarak ele alınmalı.
Aile yapısı ve ruh sağlığı üzerindeki etkileri
Kumar bağımlılığının en ağır sonuçlarından biri aile yapısında meydana gelen bozulmalar olarak öne çıkıyor. Doç. Dr. Ali Erdoğan, aile içi çatışmalar, güven kaybı ve ekonomik sıkıntıların sıkça gözlemlendiğini dile getiriyor. Bu durumun zamanla boşanmalara, sosyal izolasyona ve bireyin yalnızlaşmasına yol açabildiğini vurguluyor.
Bağımlılıkla birlikte ortaya çıkan psikiyatrik sorunlar da tabloyu ağırlaştırıyor. Depresyon, yoğun kaygı hali ve bazı vakalarda intihar düşüncelerinin görülebildiğini belirten Erdoğan, bu yönüyle kumar bağımlılığının ülke genelinde önemli bir risk alanı oluşturduğunu ifade ediyor. Koruyucu önlemlerin önemine dikkat çeken Erdoğan, bireylerin sosyal ilişkilerini güçlendirmesi, aileyle geçirilen zamanın artırılması ve düzenli spor aktivitelerinin destekleyici bir rol oynadığını söylüyor. Kumarın hayatın hiçbir alanında yer almaması gerektiğini özellikle vurguluyor.
Tedavi mümkün, destek almaktan çekinmeyin
Kumar bağımlılığı geliştiğinde profesyonel destek almanın hayati önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Ali Erdoğan, bu noktada başvuru yollarının açık ve ulaşılabilir olduğunu hatırlatıyor. Psikiyatri polikliniklerinin yanı sıra Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) gibi birimlerin de önemli destek sunduğunu ifade ediyor.
Antalya’da yaşayan vatandaşlar için Akdeniz Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Davranışsal Bağımlılık Polikliniği’nin hizmet verdiğini aktaran Erdoğan, tedavinin yüz güldürücü sonuçlar verdiğini söylüyor. Kumar bağımlılığının bir hastalık olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu sorunun tıbbi bir tedavisi var ve olumlu sonuçlar alıyoruz. Önemli olan bireylerin yardım aramaktan çekinmemesi” diyerek erken müdahalenin altını çiziyor.
Kumar bağımlılığı her gelir grubunu etkileyebilir
Toplumda yaygın olan “küçük miktarlarla oynuyorum, bana bir şey olmaz” düşüncesinin yanıltıcı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, kumar bağımlılığı riskinin oynanan miktardan bağımsız olduğunu söylüyor. Dürtüsellik, kısa süreli heyecan arayışı gibi kişilik özelliklerinin risk faktörleri arasında yer aldığını belirtiyor.
Her gelir düzeyinden bireyde kumar bağımlılığı görülebildiğini vurgulayan Erdoğan, düşük gelirli kişilerin dahi yüksek meblağlarda borçlanabildiğine dikkat çekiyor. Bu nedenle herkesin risk altında olduğunu ifade eden Erdoğan, kumardan tamamen uzak durmanın en etkili korunma yolu olduğunu söylüyor. “Bu alışkanlığı hayatımıza hiç sokmamak en güvenli yol” diyerek sözlerini tamamlıyor.





