Şehrin sadece silüeti değil, manevi hafızası da "restorasyon" engeline takıldı. 1890 yılından bu yana Osmaniye’nin simgelerinden biri olan, kemerli girişleri ve eşsiz çini işçiliğiyle bilinen Enverül Hamit Camii, depremin ardından adeta kaderine terk edildi. Kıble cephesinde yer alan şehitlik abidesiyle kentin en hassas noktalarından biri olan camide çalışmaların kaplumbağa hızıyla ilerlemesi, vatandaşın tepkisini çığ gibi büyütüyor.
"SADECE BİR İBADETHANE DEĞİL, BİR ŞEHİTLİK"
Vatandaşlar, yapının sıradan bir restorasyon süreci olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor. Depremde ağır hasar alan caminin, kentin en önemli manevi duraklarından biri olan şehitliği de içinde barındırması, hassasiyeti iki katına çıkarıyor. Şehit yakınları ve bölge sakinleri, "Burası bizim geçmişimiz, şehitlerimizin emaneti. Bir yılı aşkın süredir tek bir çivinin çakılmadığı günler oldu. Bu ihmal Osmaniye’ye yakışmıyor" diyerek sitemlerini dile getiriyor.

BELİRSİZLİK HALKI CANINDAN BEZDİ
Restorasyonun, yapının orijinal dokusunun korunması amacıyla titiz yürütüldüğü savunulsa da, kamuoyuna net bir bitiş takvimi sunulmaması "Süreç bilerek mi uzatılıyor?" sorularını beraberinde getirdi. Mahalle sakinleri ve çevre esnafı, yetkililerin sessizliğine şu sözlerle tepki gösteriyor:
"Ne zaman biteceğine dair kimse tek bir kelime etmiyor. Bir takvim açıklansın, biz de kaç ay daha bekleyeceğimizi bilelim. Kapısına kilit vurulmuş bir tarih, Osmaniye’nin yaralı kalbidir."

GÖZLER YETKİLİLERDE: NE ZAMAN AÇILACAK?
Resmi kaynakların "çalışmalar devam ediyor" açıklaması, gözle görülür bir ilerleme bekleyen halkı tatmin etmiyor. Deprem sonrası kentin ayağa kalkma sürecinde Enverül Hamit Camii'nin durumu, yerel gündemin birinci maddesi haline gelmiş durumda. Şimdi tüm Osmaniye tek bir soruya yanıt bekliyor: Manevi mirasımız ne zaman kapılarını açacak?






