Kadirli’nin kalbinde yükselen Âlâ Cami, yalnızca bir ibadethane değil; Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinin adeta yaşayan bir hafızası. Arkeolog Abdullah Sekin, caminin önünde yaptığı açıklamada bölgenin Roma İmparatorluğu döneminden bu yana kesintisiz bir yerleşime sahip olduğunu hatırlatarak, Kadirli’nin antik adıyla Flaviapolis olarak bilinen bir Roma kenti üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

A Milli Kadın Salon Hokeyi Takımı Osmaniye’de Madalya Hedefiyle Hazırlanıyor
A Milli Kadın Salon Hokeyi Takımı Osmaniye’de Madalya Hedefiyle Hazırlanıyor
İçeriği Görüntüle

Sekin, MS 71 ile 136 yılları arasında bölgeye Demir Lejyonu’nun yerleştirildiğine dikkat çekerek, “Bu bilgiler resmi Roma belgelerinde geçiyor. Burası yalnızca bir askeri nokta değildi, kısa süre içinde planlı bir şehre dönüştü” dedi. MS 73 yılında kurulan Flaviapolis, Roma’nın estetik ve mimari anlayışını yansıtan villaları, mozaiklerle bezeli yapıları ve heykelleriyle dönemin refah düzeyini gözler önüne seriyordu.

Osmaniye Kadirli Ala Camii

Âlâ Cami, Antik Kente Açılan Bir Kapı: Decumanus ve Cardo’nun İzleri

Caminin bulunduğu alan, Roma şehir planlamasının temel öğeleriyle doğrudan bağlantılı. Sekin’in aktardığına göre yapı, antik kentin doğu-batı eksenindeki ana caddesi Decumanus’un bittiği noktada yer alıyor. Bu cadde, bugünkü cami önünden başlayarak Savrun Çayı’na kadar uzanıyordu. Roma şehirlerinin diğer ana aksı olan ve kuzey-güney yönünde ilerleyen Cardo ise günümüzde Uzun Çarşı’nın zeminine denk geliyor.

Kent merkezinin dışında yükselen tepeler ise Doğu Nekropolü olarak bilinen geniş bir mezarlık alanını oluşturuyor. Arkeolog Sekin, bölgede 250’den fazla kaya mezarı ve çok sayıda lejyoner mezarının bulunduğunu, bu mezarların Flaviapolis’in önemini açıkça ortaya koyduğunu dile getirdi.

Osmaniye Kadirli Ala camii-1

İnançların Buluşma Noktası: Pagan Tapınağından Camiye Uzanan Serüven

Âlâ Cami’nin en dikkati çeken yönü, farklı inanç ve dönemlerin iç içe geçtiği çok katmanlı yapısı. Caminin merkezinde önce bir pagan tapınağı yer alıyordu. Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı kabul etmesinin ardından bu tapınak bir kiliseye dönüştürüldü. Bugün görülen dış kütle ise Bizans dönemindeki yenileme ve eklemelerin bir ürünü.

Sekin, Flaviapolis’in Hristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Bu şehir bir azize ev sahipliği yapmış. Bu azizenin nekropolü bugün Napoli’de. Bu bilgi, Flaviapolis’in antik dünyadaki rolünü daha iyi anlamamızı sağlıyor,” dedi.

Osmaniye Ala Cami

Ramazanoğulları Dönemiyle Gelen Yeni Kimlik: Âlâ Cami'nin Doğuşu

Anadolu’da Türk beyliklerinin güç kazandığı dönemde bölgenin hâkimi olan Ramazanoğulları Beyliği, kentin kaderini değiştiren bir adım attı. Beylik, şehrin en görkemli yapısı olan eski Bizans kilisesini devralarak onu bir İslam mabedine dönüştürdü. “En büyük, en yüce, en ulu cami” anlamına gelen Âlâ Cami adı da bu dönemde verildi ve zamanla bugünkü kullanımına evrildi.

Arkeolog Abdullah Sekin, yapının o günden bu yana kesintisiz şekilde cami olarak hizmet verdiğini belirterek, “Âlâ Cami, yalnızca bir ibadethane değil; Kadirli’nin hafızası, yaşayan tarihidir” sözleriyle yapının önemini özetledi.

Muhabir: Mustafa Düzenli