Gazeteci Fatih Altaylı hakkında yürütülen kovuşturma sonucunda 4 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedilmesi ve “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, hukuk çevrelerinde yeni bir tartışmayı gündeme taşıdı. Kararın kamuoyuna yansımasının ardından Osmaniye Barosu, ölçülülük ilkesine vurgu yapan kapsamlı bir açıklama yayımladı. Baro, tutuklamanın istisnai bir tedbir olduğunu hatırlatarak, gerekçelerin somutlaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik kararları ışığında tutukluluğun devamına ilişkin mevcut gerekçelerin yeterli ve ilgili görünmediği savunuldu. Bu yönüyle kararın hukuki açıdan tartışmaya açık olduğu ifade edildi.

Osmaniye Tarımında Yeni Dönem! Umut LİDAŞ Ziyaretinde Dikkat Çeken Detaylar
Osmaniye Tarımında Yeni Dönem! Umut LİDAŞ Ziyaretinde Dikkat Çeken Detaylar
İçeriği Görüntüle

AYM İçtihatları ve Tutuklama Tedbirinin Sınırları

Baro açıklamasında, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklulukla ilgili kararlarından örnekler verilerek; tutuklama tedbirinin ancak güçlü suç şüphesiyle ve kaçma ya da delilleri karartma tehlikesinin somut biçimde ortaya konulmasıyla uygulanabileceği hatırlatıldı. İlk aşamada kabul edilebilen gerekçelerin, tutukluluğun uzatılması noktasında daha detaylı ve ikna edici biçimde ortaya konulması gerektiği belirtildi.
Bu kapsamda, Fatih Altaylı hakkında verilen “kaçma şüphesi” gerekçesinin kategorik bir ifade olarak kaldığı, somut bir veriyle desteklenmediği değerlendirmesi yapıldı. Osmaniye Barosu, AYM’nin ölçülülük ve gereklilik ilkelerini esas alan içtihatlarına atıf yaparak, mevcut gerekçelerle tutukluluğun devamının hukuk tekniği açısından sorunlu olduğunu dile getirdi. Bu değerlendirmeler, uzun süredir kamuoyunda tartışılan “tutuklamanın cezalandırmaya dönüşmesi” eleştirisini de yeniden gündeme taşıdı.

“Tutuksuz Yargılama Esastır” Vurgusu

Açıklamanın en dikkat çeken bölümlerinden biri, “esas olanın tutuksuz yargılama olduğu” vurgusuydu. Osmaniye Barosu, ceza miktarının yüksek olmasının tek başına tutukluluk gerekçesi olamayacağını, daha hafif ve etkili güvenlik tedbirlerinin mümkün olduğu durumlarda tutuklamanın başvurulacak son yöntem olması gerektiğini belirtti.
Baro, Altaylı hakkında verilen tutukluluk kararının amacını aşan, ölçüsüz ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak kararın kaldırılması çağrısında bulundu. Söz konusu açıklama, yargı uygulamalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini öne süren hukukçuların görüşleriyle de örtüşüyor.

Kamuoyuna Çağrı: Hukukun Temel İlkeleri Hatırlatıldı

Osmaniye Barosu, yaptığı duyuruda hem meslektaşlarına hem de kamuoyuna hukukun temel ilkelerini hatırlattı. Tutuklamanın istisnai bir tedbir olduğunun altı çizilirken, her davada olduğu gibi bu süreçte de ölçülülük, şeffaflık ve hukuki denetim mekanizmalarının ayrıntılı şekilde işletilmesi gerektiği ifade edildi.
Baro, açıklamasını “Fatih Altaylı hakkında verilen tutukluluk kararının kaldırılması gerekliliğini kamuoyuna saygıyla duyururuz” sözleriyle tamamladı. Önümüzdeki günlerde kararın nasıl şekilleneceği ve yargı sürecinin hangi yönde ilerleyeceği merak ediliyor.

Muhabir: Haber Merkezi