6 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımın ortasında ayakta kalmayı başaran Salıpazarı yolundaki tarihi dükkan, vitrinini süsleyen salkım salkım kurutmalıklar, el emeği ahşap ürünler ve kışın habercisi taze meyvelerle şehre hayat aşılamaya devam ediyor. Çevresindeki ağır hasarlı binalara inat rengarenk görüntüsüyle dikkat çeken işletme, geleneksel mutfak kültürünü yaşatıyor.
Salkım Salkım Lezzet, Dizi Dizi Gelenek Dükkanın cephesini adeta bir perde gibi kapatan kurutulmuş dolmalık biberler, patlıcanlar ve bamya dizileri, Osmaniye mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini sunuyor. Gün ışığıyla parlayan kırmızı biberler ve patlıcan kuruları, sadece birer gıda maddesi değil, aynı zamanda bölge halkının damak hafızasını canlı tutan birer simge olarak göze çarpıyor. Tavandan sarkan el örmesi hasır sepetler ve süpürgeler ise unutulmaya yüz tutmuş zanaatların son temsilcileri olarak alıcılarını bekliyor.
Topraktan Sofraya Doğallık Plastik ve yapay ürünlerin aksine, dükkanın rafları doğallık kokuyor. Şimşir kaşıklar, tahta oklavalar ve ahşap havanlar, deprem sonrası kurulan sofralara nostaljik bir sıcaklık katıyor. Tezgahın alt kısmında kasalar dolusu sergilenen C vitamini deposu portakallar, kış mevsiminin sert yüzüne karşı vatandaşın en büyük destekçisi olurken; çuvallardaki yerli patates ve soğanlar mutfakların temel ihtiyacını karşılıyor.
Turşudan Konserveye Kış Hazırlığı Raflarda özenle dizilmiş ev yapımı turşular, salçalar ve konserveler, esnafın sadece ticari bir işletme olmadığını, aynı zamanda mahalle kültürünün bir parçası olduğunu kanıtlıyor. Osmaniyeliler, yıkılan binaların gölgesinde parlayan bu dükkandan yaptıkları her alışverişte hem ihtiyaçlarını gideriyor hem de "hayat devam ediyor" mesajını veren bu renkli direnişe ortak oluyor.
