Tarsus Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Ocakoğlu, Türkiye’nin 2025’e ciddi bir kuraklık tehdidiyle girdiğini belirterek, özellikle sanayideki kontrolsüz su kullanımının göz ardı edilemeyecek bir sorun haline geldiğini söyledi.
Baraj doluluk oranlarının İstanbul’da yüzde 30’un altına, İzmir’de ise bazı bölgelerde yüzde 5’e kadar düştüğünü hatırlatan Ocakoğlu, Konya Ovası’nda obruk riskinin arttığını, Çukurova’da ise benzer tehlikelerin kapıda olduğunu vurguladı.
“Su krizinin temel nedeni sadece iklim değil; yanlış ve plansız su yönetimi” diyen Ocakoğlu, mevcut tüketim alışkanlıklarının sürdürülemez olduğunu ifade etti.
Sanayideki Sessiz Tehlike: Günde 500 Ton Su
Prof. Dr. Ocakoğlu, sanayideki su kullanımının genellikle kamuoyunda yeterince konuşulmadığını belirtti. Tek bir endüstriyel soğutma kulesinin günde yaklaşık 500 ton su tükettiğini söyleyen Ocakoğlu, “Bu, yaklaşık 3 bin 300 kişinin bir aylık su ihtiyacına eşit” dedi.
Adana, Mersin ve Tarsus hattındaki birçok sanayi tesisinin yer altı suyu kullandığını hatırlatan Ocakoğlu, “Kuyu suları kısa vadede ekonomik gibi görünse de uzun vadede hem toprağa hem su kaynaklarına zarar veriyor. Tuzlanma, çökme, obruk riski gibi sonuçlarla karşı karşıyayız” dedi.
“Sanayiyi Durdurmayalım, Dönüştürelim”
Sanayinin tamamen durdurulmasının mümkün olmadığını ancak su verimliliğine odaklı bir dönüşümün kaçınılmaz olduğunu ifade eden Ocakoğlu, çözüm için şu üç adımı önerdi:
- Kapalı devre soğutma sistemlerine geçiş,
- Arıtılmış atık suyun yeniden kullanımı,
- Yer altı suyu kullanımının sıkı şekilde denetlenmesi.
Bazı sanayi tesislerinin bu yönde adım atarak yüzde 50’ye varan su tasarrufu sağladığını belirten Ocakoğlu, bu dönüşümün artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu vurguladı.
“Dünya, Yedeği Olmayan Tek Yuvamız”
Sözlerini ünlü bilim insanı Carl Sagan’ın “Soluk Mavi Nokta” benzetmesiyle noktalayan Prof. Dr. Ocakoğlu, “Dünya yedeği olmayan tek yuvamız. Gelecek nesillere susuz bir gezegen değil, yaşanabilir bir mavi nokta bırakmak için hep birlikte sorumluluk almalıyız” diyerek hem yetkililere hem de topluma çağrıda bulundu.





