Adana'nın Feke ilçesinde yerin yüzlerce metre altında çinko madeni çıkaran işçiler, zorlu koşullara rağmen 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde de mesailerini sürdürüyor. Maden ocaklarında çalışan bu cesur emekçiler, karanlık galerilerde güvenlik zinciri içinde üretim yaparken, hem fiziksel hem psikolojik dayanıklılıklarını her gün yeniden test ediyor. Deprem riski ve yer altı koşulları nedeniyle güvenlik önlemleri en üst seviyede tutulurken, aylık ortalama 500–750 ton arasında çinko cevheri ülke ekonomisine kazandırılıyor.
550 milyon yıllık kayaçlar arasında üretim
Feke’de faaliyet gösteren madende çıkarılan çinko, savunma sanayi, elektronik ve otomotiv gibi birçok stratejik alanda kullanılıyor. Maden mühendislerinin tespitine göre, üretimin yapıldığı fay dokuları yaklaşık 550 milyon yıl öncesine dayanıyor. Bu jeolojik zemin, hem çalışma koşullarını hem de güvenlik stratejilerini doğrudan etkiliyor. İşçiler, her vardiya öncesi çatlak ve gevşek zemin kontrolleri yaptıktan sonra üretime başlıyor. Kask fenerleri ve yer altı aydınlatmasıyla karanlığı delen bu ekip, işi sadece bir meslek değil, bir sorumluluk olarak görüyor.
“Sevdiğimiz için zor gelmiyor”
30 yıllık madenci ve ocak çavuşu Sıtkı Özcan, yer altında çalışmanın alışkanlık ve disiplin istediğini belirterek, “Tahkimata, çatlaklara ve kavlaklara dikkat ettiğimiz sürece burası da güvenlidir. Sevdiğimiz işi yapıyoruz. Daha önce kömür madeninde çalıştım, çok daha zordu. Burası ona göre cennet,” diyor. Yer altı psikolojisine alıştıktan sonra işin zor yanlarının azaldığını vurgulayan Özcan, asıl tehlikenin dalgınlık olduğunu hatırlatıyor.
“Ekip ruhu olmazsa sistem yürümez”
Madenin işletme müdürü Raşit Kemal Sönmez ise üretimin titizlikle yürütüldüğünü belirtiyor. “Eski ocaklar 400–450 metredeydi, biz şu an 740–750 metrelerdeyiz. 55 kişilik bir ekibiz, 40 kişi yer altında. Ürettiğimiz cevheri hem ülke içinde hem de İran’a ihraç ediyoruz. Bu işin temeli samimiyet ve ekip çalışmasıdır. Zincirin bir halkası koparsa sistem yürümez,” diyerek yer altındaki organizasyonun hassas yapısına dikkat çekiyor.
“Bu işi sevmeden yapılmaz”
12 yıldır madencilik yapan Ali Altınsoy, 600–700 metre derinliklerde çalıştıklarını ve işi severek yaptıklarını belirtirken, 7 yıllık madenci Abdullah Topuz ise, “Yer altı da güzel, yer üstü de. Önemli olan tedbir. Severek yapıyoruz,” sözleriyle mesleğe olan bağlılıklarını ifade ediyor. 15 yıllık madenci ve ateşçi Emrah Köken ise, ailesinin tedirginliğine rağmen emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ettiğini belirterek, “Dışarıda her şeyi bırakıp işimize odaklanıyoruz,” diyor.
“Can bağı kuruyoruz, biri zarar görse biz üzülüyoruz”
22 yıllık baş çavuş Oruç Ergen, yer altı çalışmasının sorumluluğunu şu sözlerle özetliyor: “Burada çalışanlarla bir can bağı kuruyoruz. Biri zarar görse bize olmuş gibi üzülüyoruz. Metal madenlerinde de göçük, su baskını gibi riskler var. O yüzden her adımı nizami atmak şart. Önce dikkat, sonra üretim.”





