Emekli, dar gelirli ve asgari ücretli vatandaşlar aldıkları maaşlarla yetinme uğraşı verirken, başkalarının mal ve mülklerinde gözleri olmaz; ama sözlerinin olması da gayet doğaldır! Bu ülkenin ekonomik olarak en ağır yükünü çeken bu vatandaşlarımıza günü gelir yönetenler; “Şükür edin!” diye telkinlerde bulunur. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda adaletli olayların yaşanmadığı söylendiğinde, o taraftaki sözlere yanıt alamazsınız! Şükür etmek veya edilmesi istenilenler neden sadece yoksul ve dar gelirli vatandaşlardan beklenir!?
2026 yılına henüz iki ay gibi bir süre varken, emekli ve asgari ücretlinin maaşları üzerindeki artışları bu günlerden belirleme gibi hesaplar yapılmaya başlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı’nın enflasyon beklentileri, tahminleri yeni bir yıl yaklaşırken medyaya servis edilerek dillendirilmeye başlandı. Mevcut iktidarın ülke yönetimi çift rakama ulaşırken, enflasyon rakamı da yıllardır bir türlü verilen sözlere rağmen çift rakamdan tek rakama düşürülemedi!
Günümüzde bir emeklinin aldığı maaşla aylık ev kirası bile bulmanın zor olduğu tartışmaları dillerde dolaşmaktan kör düğüm oldu! Şu anki en düşük emekli maaşı 16 bin 881 TL olarak ödenirken, asgari ücretli çalışanın aldığı 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak uygulanıyor. Ülkeyi yönetmekle görevli bakanların sözleri ise emekli ve asgari ücretlinin yüreklerini yaralıyor!
Ne demek şimdi; “Emekliler her ay maaşlarını alabiliyorlarsa, şükretsinler!” Hayırdır, emekliye “sadaka” mı veriyorsunuz!? Ücretlere yapılacak olan artışlar tahminler üzerinden yürütülmeye başlandı. 2025 yıl sonu enflasyonu yüzde 29,88 olarak tahmin edilmiş! SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak olan zam oranı da yüzde 11,3 seviyelerinde olacakmış! Hal böyle olunca 2026 yılı emeklilerin maaşları da 16 bin 881 TL’den 18 bin 663 TL’ye yükselecek anlamına geliyor. Yılın ilk 6 ayı sonrasında ise yapılacak artışla birlikte maaş 19 bin 89 TL olacak! Sizin anlayacağınız, 2026 yılında emekliler maaşlarına yapılan zamma rağmen 20 bin lira bile alamayacaklar!
Emekli ve asgari ücretlilerin seçimlerde sandığa giderek TBMM’ye gönderdiği milletvekillerinin maaşlarına baktığımızda; 229 bin 676 TL olduğunu görmekteyiz! Bu rakam, asgari ücretli çalışanın maaşının yüzde 10,3 katı! Bu arada emekli milletvekili maaşı 149 bin TL. En düşük SSK ve Bağ-Kur maaşının 16 bin 881 TL olduğu günümüzde, emekli milletvekili maaşının 9 kat fazla olduğunu görmekteyiz!
Emeklisine ve asgari ücretli vatandaşına “Şükür!” telkin eden bakanların, ekonomik anlamda bu vatandaşların sorunlarına ne gibi çözümler üretme çalışmaları olduğunu görmeye çalışıyorum. Onların maaşlarında gözümüz yok ama, bıraksınlar da sözümüz olsun bari! Ülkemin SSK veya Bağ-Kur kurumuna 35-40 yıl boyunca prim ödeyip devlet bütçesine katkıda bulunduktan sonra, verilen maaşla bir aylık kiralık ev bile bulamıyorsam buradaki hatayı kim veya kimler anlayacak!?
Son verilere göre Türkiye’de ücretli emekçilerin bankalara olan tüketici kredisi borcu 116 bin 148 TL, kredi kartı borcu ise 61 bin 791 TL’ye yükselmiş durumda. Bu rakamlar Mayıs ayında 109 bin 484 TL ve 57 bin 498 TL civarındaydı. Kısacası bu durum, Türkiye’de emekçilerin ücretlerine bankaların ve finans sermayesinin nasıl ortaklık kurduğunun da gözle görülür somut örneği ve kanıtı olmuyor mu!?
Yeni evlenen çiftlere nikah memuru evlilik cüzdanlarını verirken, “Üç çocuk yapın!” önerisinde bulunmuş. Genç çiftler birbirlerine baktıktan sonra evlenme memuruna;
“Evet, üç çocuk yapacağız. İsimlerini ise ‘Şükret, Nefret ve Terket’ koyacağız!..”
diyerek salondan ayrılmışlar.